Monday, December 21, 2009

beze tarifi

Monday, December 21, 2009


kaymak derdik biz bezeye ve ben cok severdim isirinca agizda erimesi bir baska onceki denemelerimde basarili olamayinca uzun suredir denememistim meger cok kolaymis inanin pastaneden aldiginizdan bezelerden farkli degil hatta daha lezzetli.Isterseniz icine gida boyasi koyup renklendirebilirsiniz yada ceviz yada badem icini en son asamada icine atabilirsiniz.benim tercihim sadeden yana :))

2 yumurta aki
1 cup seker
bir fiske tuz
bir vanilya
mikserrr
yumurta aki tuz ve sekeri derin bir kaba alip mikserle cirpmaya basliyoruz olcu her yumurtaya yarim bardak yada cup seker.tek puf noktasi var mikserle uzun sure cirpmak .bayagi kati oluncaya kadar cirpiyoruz mikseri arada dinlendirerek 10 dk kadar bu islemi yapiyoruz en son vanilyayi atip biraz daha cirpiyoruz kivamin olup olmadigini anlamak icin mikserin uclariyla cizgiler ciizyoruz ayni kaliyorsa olmustur. SIkma torbasina en genis tirtikli ucu takip yagli kagit sardigimiz tepsiye spiral seklinde bir dag yapiyormus gibi distan baslayip ice dogru SIkiyoruz. en tepede bitiriyoruz 250F ta 1saat bekletiyoruz cikarip sogumaya birakiyoruz kurudugunu anlamak icin bir tanesini disari cikarip sogutup tadina bakabilirsiniz olmussa firini kapatip tepsiyi cikarabilirsiniz..afiyet olsun

Sunday, December 20, 2009

lila menekseli tepsi

Sunday, December 20, 2009

Sevgili Canilin ozenle boyadigi tepsileye birkac menekse cizdim kenarlarina ve icine simli boyayla konturler cekince gercekten cok sirin oldu.. Gule gule kullansin..

Kar Topu Pasta



3 yumurta
3 fincan un
3 fincan seker
2 yemek kasigi sut
yarin fincan hashas tohumu
vanilya kabartma tozu

yumurta ve sekeri kopuk kopuk olana kadar cirpip diger malzemeleri ekliyoruz yaglanmis kare yada dikdortgen tepsiye dokup 350F ta pisiriyoruz. cikardigimiz keki ilininca ananas suyuyla islatiyoruz isterseniz portakal suyu yada sekerli suda kullanabilirsiniz. Yuvarlak bir kalipla  bardakta olabilir keki kesmeye basliyoruz.Ortalama12-15 tane cikiyor..

kup kup kesilmis ananas,kivi.muz,cilek
kati kivamda hazirlanmis krem santi (buzlukta beklemis)
hindistan cevizi

yuvarlak kucuk kek tabaninin ustune kup kup karisik meyvelerden koyuyoruz heryerini krem santiye bulayarak ufak bir top haline getiriyoruz krem santi biraz buzlu olursa isimi kolay oluyor ama ellerimi birazcik usuyebilir  daha sonra hindistan cevizine heryerini bulayip duz bir tabaga aliyoruz. disarda cok bekletmeden buzdolabinda bekletiyoruz


afiyet olsun


Wednesday, December 16, 2009

altin yaldizli kutu

Wednesday, December 16, 2009


karsinizda yeni bir kutu altin yaldizla boyayip uzerine ayni gullerden yapilidi umarim begenirsiniz

Thursday, December 10, 2009

sedef kutu

Thursday, December 10, 2009



sedef rengine boyanan altigen kutuya herzamanki visne rengi guller yapildi :)))))

Wednesday, December 09, 2009

bordo kutu

Wednesday, December 09, 2009


bordo kutuda bordo guller hepsi bu

Tuesday, December 08, 2009

ALTIN YALDIZLI SANDIK

Tuesday, December 08, 2009


altin yaldizli sandik ve guller

Monday, December 07, 2009

kucuk guzellikler

Monday, December 07, 2009


iki ufak mucevher kutusu yaldizlarla boyanip ustune basit gul cizilmis yapimi kolaydi bu kutularin hepsini boyayan Aysecigime cok tesekkur ediyorum en buyuk emek onun  benim icin cicek yapmasi zevkti  yeni calismalarda gorusmek uzere......


Thursday, December 03, 2009

AYAZ

Thursday, December 03, 2009


Bir gün beyleri Sultan Mahmut’a:
-Ayaz denilen bu hizmetçinin ne mârifeti var ki, sen ona otuz kişinin ücreti kadar ücret ödüyorsun? dediler.
Sultan Mahmut bu soruya o sırada karşılık vermedi. Birkaç gün sonra beylerini alarak ava çıktı. Giderlerken uzaktan bir kervanın geçmekte olduğunu gördüler.
Sultan Mahmut beylerden birine: “Git sor bakalım, bu kervan nereden geliyor.” dedi. Bey atını sürerek gitti. Bir süre sonra geriye döndü: “Efendim kervan Rey şehrinden geliyor dedi.”
Sultan Mahmut: “Peki, nereye gidiyormuş.” diye sorunca bey susup kaldı.
Bunun üzerine hükümdar başka birini gönderdi, o da gidip geldi:
-Efendim Yemen’e gidiyormuş, dedi.
Pâdişah: “Yükü neymiş?” deyince o da susup kaldı.
Bu defa pâdişah bir başka beye:
-Sen de git yükünü öğren.” dedi. Bey gitti, geldi:
-Her cins mal var, fakat çoğu Rey kâseleri, dedi. Pâdişah:
-Peki kervan Rey’den ne zaman çıkmış?” diye sorunca, bey susup kaldı, cevap veremedi.
Pâdişah böylece tam otuz beyi gönderdi, otuzu da istenen bilgileri tam olarak getiremediler.
Pâdişah son olarak Ayaz’ı çağırdı:
-Ayaz, dedi, git bak bakalım şu kervan nereden geliyor?”
Ayaz saygıyla pâdişahın huzurunda eğilerek konuşmaya başladı:
-Efendim, kervan görünür görünmez sizin merak ederek, soracağınızı tahmin ettiğimden gidip gerekenleri öğrendim. Kervan Rey’den geliyor Yemen’e gidiyor. Yükü şudur, şu kadar at, şu kadar deve, şu kadar katırdan oluşuyor. Kervanda şu kadar insan var, onlardan şu kadarı silâhlı…, diye başlayarak kervan hakkındaki bilgileri en küçük ayrıntıya varıncaya kadar anlattı. Bütün bunları beyler ağzı açık dinliyorlardı.
Böylece Ayaz tek başına otuz beyin edinemediği bilgiyi edinmiş, başaramadığı işi başarmıştı.
Pâdişah beylerine döndü:
-Sadık adamım Ayaz’a neden otuz kişinin ücretine denk para verdiğimi anladınız mı? Görüyorsunuz ki bu bile, onun hizmetine karşı az geliyor, dedi.

minik kutu


Wednesday, December 02, 2009

gul desenli sandik

Wednesday, December 02, 2009


koyu kahverengi boyanan sandik one stroke metoduyla guller ve mor menekseyle kaplandi resmi cekerken flas yansimis resim cok iyi cikmadi :(

Tuesday, December 01, 2009

cicekli sandik

Tuesday, December 01, 2009
bugunde bu sandikla karsinizdayim zavallicik uc kere boyandi uc farkli deseni yedi uzerine ama banamisin demedi salkim sacak oldu birazcicik ama ben sevdim nedense :)))




Monday, November 30, 2009

simit

Monday, November 30, 2009



Turkiyeden fersah fersah uzaklarda olunur ama mis gibi simitin kokusu yani basindaymis gibi gelir insanin burnuna o kadar citir olmasada gercege bayagi yakin bir simit yaptim sizlerle paylasmak istedim.normal olculeri bana fazla geldi azaltip veriyorum tarifin kaynagi sevgili Didemcim cok sagol arkadasim sayende simit yedik.
3,5 bardak un
1 tatli kasigi kuru maya
1 tatli kasigi tuz
3 tati kasigi sivi yag
1 bardaktan biraz fazla su
hamurumuzu yoguruyoruz manti hamuru gibi azcik kivamli olacak ustune bir tabak ortup biraz mayalandiriyoruz en fazla yarim saat. yumurta buyuklugunde bezeler koparip elimizde yuvarliyoruz iki tane yuvarlayip birbirine dolayip iki ucu birlestirip halka yapiyoruz.hamurun hepsini bu sekilde sekillendikten sonra
yarim bardak pekmez yarim bardak suyu karistirip hamuru bu suya batiriyoruz suzulmesini bekleyip susam dolu tabaga atip heryerini susama buluyoruz sonrada 350F ta pisiriyoruz. Afiyet olsun

papatya ve kelebegin hikayesi




Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış.Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde,kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış.Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da,rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış.Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış.Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye.
Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatyagörmüş.Bir anda afallamış.Ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. içinden "Ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş.Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu."Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim.". Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve"Merhaba" demiş, "ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten."Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini,
nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış.Papatya da ona kendinden bahsetmiş.Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş.Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış.
Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edip de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan,incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya dakelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini.Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği
kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler.
Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve; "Üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş.Papatya buna bir anlam verememiş. "Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda mutsuz musun?". "Hayır" demiş kelebek. "Bilakis,sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. ve ben de ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim."Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten.Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "Seni seviyorum"diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış. Sadece "Bende..."diyebilmiş kelebeğin arkasından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş.İçinden "Keşke onun da beni sevdiğini bilseydim.
Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş.Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş,sonra da dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye geçirmiş içinden.İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar,
sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş:
"Seviyor mu, sevmiyor mu?"...






Saturday, November 28, 2009

Saturday, November 28, 2009




Altigen kutuyu once koyu altin yaldiz akrilik boyayla boyayip uzerine pecete dekopaj teknigini uyguladim ama peceteyle calisacaklara onerim cok cabuk yirtildigi icin dikkatli olmalari ..Eminimki biraz ugrasirsaniz siz daha guzel seyler ortaya cikarabilirsiniz..






Friday, November 27, 2009

eski zamanlardan bir sandik

Friday, November 27, 2009


Oncelikle herkese hayirli bayramlar umarim sevdiklerinizle guzel bayramlar geciriyorsunuzdur. yaptigimiz bir sandigi sizinle paylasmak istedim bu kutularin boyamasinda emegi gecen gizli kahramana sevgilerimi sunuyorum eski istanbul resimlerinden birini dekopaj calisip resmin uzerini altin yaldizla konturledik yanlarda one stroke uyguladik sandigin dort bir yanini gullerle donattim elde herbir parcasi tek tek cakilip monte edildiginden pek simetrik olmadi ama idare edicez bu sefer akillandim artik monte edilcek sandik almam :))))










Wednesday, November 25, 2009

altin yaldizli kutular

Wednesday, November 25, 2009







merhaba arkadaslar huzurlarinizda firindan sicak sicak cikmis yani elimin boyasi kurumadan resmini cektigim  iki kutu ...

kirmizi kutu ve menekseler



kirmizi kutumuzda menekseler acmis

mor menekseli kutu



altin yazldizli zemin uzerine mor menekseler


Monday, November 23, 2009

Monday, November 23, 2009


Bir varmış bir yokmuş, kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç kıl saç görmüş.

"Hımm, demiş galiba bugün saçımı örgü yapacağım!!.."
Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş!!...

Ertesi gün kalkmış,

aynaya bakmış,

Kafasında iki tel saç kalmışmış...

"H-M-M," demiş,

"Bugün saçımı ikiye ayıracağım demiş..."

Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş...

Bir ertesi gene kalkmış,

aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var.

"Tamam, tamam demiş...artık bugün at kuyruğu yaparım..."

Öyle de yapmış, ve çok çok güzel bir gün geçirmiş...

Daha bir ertesi,

aynaya baktığında,

Kafasında bir tek tel bile kalmamışmış!!!.

"WoW!" diye bağırmış.

"Bugün saç derdim yok!!!!"

Bakış açısı herşeydir!!!.

Gerektiğinden kibar ol!!!,

Tanıdığın herkes kendi savaşını yaşamakta zaten!!!!.

Basit yaşa,

cömertçe sev,

yürekten düşün sevdiklerini,

Tatlı konuş.......

Hayat, fırtınanın geçmesini beklemek değildir ki!...

Yağmurda dansetmeyi becerebilmektir! !!!!!.

Sunday, November 22, 2009

cicekli kutu

Sunday, November 22, 2009

kutumuzda guller acmis
 huzurlarinizda kutular serisinin ikinci uyesi :)

Friday, November 20, 2009

pide

Friday, November 20, 2009

ramazan pidesini hep ozlerim gecen gun biryerde yiyince aklima geldi evde ekmek yapmak zorunda kalincada boyle bir alternatifi degerlendirdim biz begendik deneyin bakalim siz begenecekmisiniz :)


3,5 bardak un
1+1/4  bardak su
bir yumurta beyazi icine sarisi ustune
bir kasik seker
bir kasik kuru  maya
yarim kasik tuz
bir kasik zeytin yagi

hamuru yogurup dinlendiriyoruz iki katina cikinca hamuru ikiye bolup yagli kagidin ustune yayiyoruz iki pide cikiyor bu hamurla ortayi ince kenarlar daha kalin olacak sekilde yayip bicagin arkasiyla sekil veriyoruz tepsinin ustune aliminyum folyo sarip mayalanmaya birakiyoruz pideler kabarinca ustune yumurtanin sarisini ve corek otunu atip 450F ta pisiriyoruz.

afiyet olsun

pembe gullu kutu



siyah zemin uzerine pembe guller boyamasi zekli kullanmasida oyle olsa gerek :)))

Sunday, November 15, 2009

norvec somonu

Sunday, November 15, 2009


Balik deyince akla hamsi gelir ama buda bayagi lezzetli oluyor. bide baligin kokusundan dolayi yapmak istemeyenlere guzel bir alternetif
5 havuc
1 kasik un
1 kasik tereyagi
yarim bardak sut
tuz

5tane havucu rendeleyip az su koyarak hasliyoruz . az tereyagi ve 1 kasik unu kavurup icine yarim bardak sut dokuyoruz haslayip suzdugumuz havuclari icine atip pure yapiyoruz .

1 paket mantar
1 sogan
1 kirmizi biber
1 yesil biber
kekik karabiber tuz
sivi yag

sogani ince ince kiyip sivi yagla soteliyoruz uzerine ince kiyilmis kirmizi ve yesil biberi atip soteliyoruz en son dogranmis mantari atip sotelemeye devam ediyoruz mantar pisince tuz kekik ve karabiberini atiyoruz.

kisi basi dusunurseniz herkese bir parca gelecek sekilde lak yani somon baligi
yagli kagida baligimizi koyuyoruz
uzerine maydanoz yesil sogani ince ince kiyiyoruz limon zeytin yagi karabiber tuz koyup baligi bu karisima buluyoruz daha sonra yagli kagitla paket yapar gibi sarip firin tepsisine diziyoruz 400F ta yarim saat pisiriyoruz .

bulgur pilavi
1 su bardagi kisirlik yada koftelik bulgur
2 su bardagi sicak su
zeytin yagi nane tuz
bulguru sicak suyla kapakli bir kaba alip demlendiriyoruz ardindan sivi yag tuz ve naneyi ekleyip harmanliyoruz .

simdi geldik servise
tabagin en altina havuc puresini koyuyoruz uzerine sotelenmis mantari yerlestiriyoruz onun ustunede finidan cikardigimiz baligi
yaninada bulguru koyuyoruz . yesil salatayla servis yapiyoruz
afiyet olsun
tabakta gozuken diger yesil meze avakado salatasi
1 avakado olgun yumusak olan iyice eziyoruz sarimsakli yogurtla karistiriyoruz hepsi bukadar
afiyet olsun .........

havuc salatasi




yapimi kolay ve lezzetli bir salata lazim olan sadece 5 tane havuc guzelce rendeleyip az zaytin yagiyla yumusayincaya kadar soteliyoruz icine biraz ceviz ici koyup tabaga aliyoruz. bir kase yogur bir dis sarimsak ve tuzu karistirip havuclarin uzerine dokuyoruz ustune isterseniz kirmizi biberi yagda kizdirip dokebilirsiniz istersenizde nane sokerek servis yapabilirsiniz
afiyet olsun

tavuklu patlican sarmasi




Evinde benim gibi kirmizi et pismeyenlere yada tavugu sevenlere patlicandan vazgecemeyenlere uygun bir tarif :) Kendi uydurdugum bir tarif ama mutlaka bilenler vardir

4 uzun duzgun patlican boyuna ince ince kesiyoruz bol yagda kizarityoruz bir paatlicandan kalinligina gore 4 ,5 ,6 tane cikiyor kizaran patlicanlar kagit havlu uzerine aliyoruz iyice kizartmazsaniz patlican yag ceker
2 tavuk gogsunu haslayip didikliyoruz tuz, karabiber, sumak, ceviz ici koyup karistiriyoruz bir kasikla patlicanin ucuna koyup sariyoruz . derin bir firin kabina diziyoruz. bir kucuk sogani ince ince kiyiyoruz az yagla pembelestirip uzerine 1 kasik domates bir kasik aci biber salcasi koyuyoruz biraz su koyup kivamli bir sos yapiyoruz bu sosu patlicanlarin uzerine gezdirip 400F ta yarim saat pisiriyoruz..

bogurtlenli pasta




yapimi cok kolay bir pasta sunuyorum sizlere iki turlu tarifi var birincisi tembel isi olan bana kolay geleni bu ikincisi uzun yolu :)))))))))))))

keki icin
3 yumurta
1 su bardagi seker
1 su bardagi sut 
yarim bardak sivi yag
2 bardaktan biraz fazla un
2 corba kasigi kakao
1 paket kabartma tozu
limon ya da portakal kabugu rendesi
bu malzemeleri karistirip kekimizi 350 F ta pisiriyoruz

yada
hazir kakaolu kek karisimini alip 2 yumurta bir bardak su yarim bardak sivi yagla karistirip keki firinda 350F ta pisiriyoruz :)

ic malzemesi
krem santi
bogutlen konservesi (visme frambuazda olabilir kivamli olanlar daha guzel oluyor)
  krem santiyle bogurtleni iyice karistirip ilinan ikiye boldugumuz kekin arasina suruyoruz

uzeri icin
cikolata sosu (smucker`s tercihimdir) yada dr oetkerin cikolata sosunu pisirip dokebilirsiniz hazir olanda olur  :)))
yanlarina yada uzerine ceviz ici

afiyet olsun

Wednesday, November 11, 2009

supriz kurabiye

Wednesday, November 11, 2009




sonunda resmini cekebildim ve ekledim coko loko kurabiye sevgili denizcigimin verdigi puf noltalariyla gercekten cok leziz bir kurabiye oldu yapmadiysaniz tavsiye ederim mutlaka deneyin

2 stick tereyagi  (250 gr kadar)
2 yumurta birinin beyazini ayirin
5 corba kasigi pudra sekeri
3 corba kasigi kakao
kabartma tozu vanilya

aldigi kadar un unda olcu vermedim cunku yumusak bir hamur olmasi gerekiyor elinize yapisan bir hamur olcak cok civik olmamasi lazim ariyip akar bir kac yapimdan sonra tam kivama ulasiyorsunuz hepsini yogurduktan sonra cevizden buyuk mandalinadan kucuk toplar alip elinizde aciyorsunuz icine hindistan cevizi toplarindan  koyuyorsunuz kapatip yuvarliyorsunuz,


hindistan cevizi toplari

2 bardak hindistan cevizi
2 kasik pudra sekeri
1 yumurtanin beyazi

hepsini yogurup elinizde ufak toplar yapiyorsunuz findiktan biraz buyuk sonra kurabiye hamuruu pogca yapar gibi elinizde acip bu toplardan yerlestiriyor ve kapatip yuvarlayip tepsiye diziyorsunuz 350F da pisiriyorsunuz

afiyet bal seker olsun


Thursday, October 08, 2009

beyaz sehpa

Thursday, October 08, 2009


Uzun bir aradan sonra boyalarima kavusmanin sevinci icerisinde bu kucuk sehpayi sizlere sunuyorum kac kisinin emegi var Tugbacim en buyuk emek ona ait tum sehpayi boyadi Aysecigim sehpanin sahibi sirin kizindan vakit buldugu anlarda boyama isini ustune aldi en kolay kisim benim kaymagini yemek diyorum ben buna deseni yaptim gule gule kullansin insallah.. Elifenin yaptigi kutularda cok guzel oldu bu arada son sozu Ayseye ayiriyorum ince emek ve sabir isteyen bir calisma yapti turk motiflerini ahsap levhalar ustune cizerek usenmeden boyadi ellerinize saglik arkadaslar guzel bir gundu devamini yapariz insallah....










Monday, September 21, 2009

Kekli Baklava

Monday, September 21, 2009



Bayram olurda tatli olmazmi ..
iste size farkli bir tarif yedigimde cok hosuma gitmisti baklava kadar agir degil kek kadar hafif degil arada bir tat. ve yapimi gercekten coook kolay.lazim olan hazir baklava yufkasi ama yoksa baklava hamuruylada yapilir orjinal tarifte baklava hamurunu kendin yapiyorsun ama bize zaman kazandirmasi ve yemek yapmanin  eziyete degil zevke donusmesi icin onumuze cikan her firsati degerlendirebiliriz :))))



Kekli Baklava

serbeti icin :
4 bardak seker + 5 bardak su 20 dakika kaynatili yarim limon suyu eklenir bir tasim daha kaynatilir sogumaya birakilir
kek ilik ( sicaga yakin)  serbet ilik (soguga yakin)  olcak..

baklava icin :
 18 tane fillo (hazir baklava yufkasi) 3er tane 3 kat yapilacak yani alta 9 uste 9 yufka ..
3 yumurta
1 su bardagi dovulmus ceviz
1 su bardagi seker
1 su bardagi un (mutlaka eleyin kekin kabarmasi icin)
1/2 kabartma tozu
1/2 vanilya
1/2 stick tereyagi eritilir yarim bardak sivi yagla karistirilir

Baklava yufkalarinin us tanesi yaglanmis tepsiye serilir ustune siviyag tereyagi karisimi gezdirilir diger ucu konur gene yag gezdirilir son ucu konur
3 yumurta ve seker cirpilir icine ceviz elenmis un kabartma tozu vanilya eklenir kek hamuru yapilir normal kekten biraz daha kivamli olcak.serilen baklava yufkalarinin ustune dokulur spatulayla yayilir zaten kek cok olmadigi icin tepsinin heryerine gelmesine calisilir. daha sonra uc kat fillo dosenir ustune yag gezdirilir diger uc kat dosenir tekrar yag gezdirilir son uc kat dosenir.keskin bir bicakla nazik hareketlerle cok bastirmayin kek fiskirmasin aralardan baklava dilimler gibi dilimlenir.kalan yag uzerine gezdirilir 350F sicak firinda ustu kizarana kadar pisirilir firini ilk zamanlar hic acmayin kek sonmesin.kizaran baklava cikarilir biraz dinlendirilir cok sicak serbeti dokersek kek hamur oluyor ve fillolar sonuyor. ilinan keke serpbeti dokuyoruz iyice cekince yiyebiliriz afiyet bal seker olsun...





Wednesday, September 09, 2009

Keyifsiz, Morali Sifirin Altinda Olanlara Ozellikle Tavsiye Edilir...

Wednesday, September 09, 2009


Yaramazliginin tavan yaptigi noktada dort yasindaki azman yegenim oda cezasi aliyor... Buyuk bir ofkeyle odasina gidiyor. Uzunca bir zaman sesi cikmyor, uyudugunu dusunup sohbete dalmisken sesleniyor ''Gardiyaaannn, sutumun saati geldi. Sicak olsun, kakao da koy icineee... ''

Hastanenin "Tibbi Atik" bolumunde gorevli; turuncu tulumlu, sirtinda kocaman tibbi atik yazan ve oldukca cirkin olan yasli adama asansor beklerken: "Ayyy tipe bak valla tam bir tibbi atik." diyerek laf atan yapay zekali kisi benim ablam olur. Bunun uzerine ablamin sisman oldugunu gorup, "Yuk asansoru obur tarafta, burada bosuna bekleme." diyerek cevap veren eli opulesice kisilik ise tibbi atiktir.

Yeni dogmus ogluma, israrla babasinin demode ismini koymaya calisan kocami vazgecirmek icin, o ismin eski sevgilimin adi oldugunu soyledim. Sonuc;artik babasindan bile bahsetmiyoruz.
4 yasindaki prensese tehlike atlatildiktan sonra oyuncagin arkasindan cikardigi minik pili niye yuttugunu soruyoruz. "Cok yoruldum, beni calistirsin diye yuttum." diyor.
Ailece amcamlara bayram ziyaretine gittik. Konu yastan acildi. Yengem de gecen hafta kirk yasini doldurdugunu soyledi. Amcamin beni krize sokanbbomba onerisini aynen aktariyorum. "Hanim, seni bozdursak da iki yirmilik yapsak nasil olur?"
Sabah okula gelip bilgisayarin basina oturdugumda Youtube'un kapatildigini ogreniyorum. O sirada iceri elinde cayla caycimiz Serife Hanim giriyor. Acimi onunla paylasmak istiyor ve "Serife Hanim, duydun mu; youtube da kapatilmis." diyorum. Serife Hanim bu olaya hic sasirmadigini belirten yorumunu ortaya atiyor hemen. "Bu okulda ne duzgun gidiyor ki zaten? Tuvaletin supurgesini de almislar!"

Ucus boyunca cok sevimli ve tonton buldugu yasli teyzenin ustune titreyerek yardimci oldugu icin teyzeden inerken, ''Evladim, cok sagol yardimlarin icin, biz de sizi or...u biliyorduk.. .'' cumlesini duyan hostes arkadasima sizlerden kocaman bir alkis lutfen

Gecenin ucunde odamin penceresinden olumune sarkip sigara icerken, yan pencereden ani bir sekilde kafasini uzatip "Yakaladim! Hahaha!" diye bagirip az daha dusmeme sebep olan kadin, benim oz annemdir.

Aile dostlarimizla beraber gittigimiz sinemada, verilen 15 dakikalik arada kalabaliga yakalanmamak ve sigarasini icmek icin hizlica karisinin elini tutarak disari cikan, arkasini dondugunde elini tutugu kisinin karisi degil de baska bir kadin oldugunu gorunce "Eyvah s...tik." diyen, bu lafa karsilik elini tuttugu kadindan "Dur daha s..madik kocam gelsin beraber s..ariz." cevabini alan benim sevgili ortagimdir. Savunmasi da hazir beyfendinin "E karanlikti ama!"

Doktorunun "Kac yasindasin?" sorusuna "Sizce kac gosteriyorum? " diye cevap veren baska hasta var mi? Acil serviste bekliyorum da...
Kocama ''Kocacigim, diyelim ki doktorsun ve diyelim ki estetikcisin, neremi kesip duzeltmek istersin?'' diye sordum. ''Dilini.'' dedi. Uc gundur susuyorum; ne olur, ne olmaz...
Aile dostumuz olan, oldukca sisman ve iri yari bir ciftin dugunundeyiz. Babam altinlari takarken mutluluk dilemeyi ihmal etmiyor: ''Allah bir yastikta kocatsin Umit'cigim. Tabii sigarsaniz!' '... Babam haric ailecek utandik.
Geceleri cok sicak oldugundan uyuyamiyorum. Ben de buna kendimce bir cozum buldum. Kuafor salonlarinda saca su sikilan sprey siselerinden aldim ve gece sicaktan bunalinca yukardan puskurtuyorum, sanki yagmur yagiyormus gibi oluyor ve bayagi bir serinliyorum. Elime ayagima da puskurtunce onun serinliginde biraz uyuyabiliyorum ama yanimda yatan sevgili kocam ertesi gun bu durumdan rahatsiz oldugunu soyle ifade ederek beni gulme krizlerine soktu: "Lutfen gece o suyu sadece kendine puskurt, yoksa kendimi manavdaki sebzeler gibi hissediyorum. "
Arkadasimin tavsiyesi uzerine, kosu yaparken cok terlemek icin gobegime naylon posetlerinden sardim. Ucuz ya, fikir mantikli geldi denedim. Keske yazilari olan poseti tercih etmeseydim. Cok terleyince posetin yazilari bana gecmis. Artik gobegim kendisini tercih edenlere tesekkur ediyor ve yine bekliyor...
Babami namaz kilmis, dua ederken gorunce "Benim icin de dua et" deyiveriyorum ve babamin cevabiyla dumur oluyorum. "Kendisi nerede derse ne diyeyim?"
Hoca ile birlikte doktor adaylari sabah viziti geziyorken birden, telefonun sesini kapatmayi unutan bir ogrencinin telefonu Emre Aydin sarkisiyla calmaya basladi. ''Adam olmaz dedin senden...'' Hocanin merakla beklenen tepkisi gecikmedi. ''Baban ariyor galiba. Soyle, hakli cikti.''
5 yasindaki yegenime babasi soruyor: "Buyuyunce ne olacaksin kizim?" "Asena olacagim babacim; sen ne olacaksin?" Babasi gayet sakin cevap veriyor: "Katil"... Ikisine de meslek hayatlarinda basarilar.
Sevgili anneannecigim, havaalanindaki kadin polis memurunun amaci sana sarilmak degil uzerini aramakti. Hadi sarilip sirtini sivazladin, bir de ustune opmenin ne geregi vardi?
bundan birkac sene once buyukannemi doktora goturduk. Muayeneden sonra tahlil icin gun verip "Sabah sakin bir sey yemeyin, ac karnina gelin." diye tembihlendi. Hastaneden ciktiktan 5 dakika kadar sonra buyukannem sessizligi bozdu ve buram buram umut kokan sorusunu sordu. "Kahvaltida ne ikram edecekler acaba? Ac gelin diye o kadar siki tembihlediler. .."
Pek cok memleket gezdim ama hicbir yerde Malatya'daki pratik duzeni goremedim. Kiz Meslek Lisesi, yaninda Erkek Meslek Lisesi, yaninda Evlendirme Dairesi.
Bir alkis da metroda, elektrik paneline oturmakta israr edengenclere ''Bak karismam g.t kanseri olabilirsiniz haa...'' diye gayet bilimsel bir ikna yontemi sergileyen gorevliye gelsin. Zira biz de gulmekten cene kanseri olduk.
Babama bilgisayar ve internet kullanmayi ogrettigim ilk gunler... "Baba bak bu mouse, yani fare." diyorum, nasil kullanildigini gosteriyorum. Birkac gun sonra babam beni cagiriyor. "Kizim gel bak, bu kurbaga calismiyor!"
Oglum, saatlerce ugrasarak kartondan yaptigim buzdolabi modeli ile odevinden en yuksek notu aldi. Ogretmeni ona "Aferin!" demis. "Herkes anne ve babasina yaptirmis. Ama sen kendin yapmissin, belli." Kendimi hic bu kadar beceriksiz hissetmemistim. Karim iki gundur guluyor. Karizmam yerle bir oldu. Tesekkurler ogretmen hanim!
Kilo aldigimda, "Kilo aldin, biraz zayifla" demek yerine, "Hadi tosunum, az daha ye seni halde hamal yapacagim" diyen sevgili kocam, ben sana kel olmandan dolayi "Az daha parlat, gece lambasi yapicam seni" diyor muyum? Demiyorum!
Ozel bir bankadan defalarca, kredi basvurusu yapmam icin arayan kadina "Hanimefendi ben zengin bir koca buldum, krediye ihtiyacim yok cok sukur. Darisi basiniza!" dedim. Artik arayanim yok, mutlu ve huzurluyum.
Sevgili beli agriyan teyze; kulodunun icine igneleyerek elalemden sakladigin zinet esyanlarini rontgen filmiyle tespit etmis bulunmaktayiz. Bilgilerine. ..
Gecen aksam ayni yasta oldugum ve bekar olan kiz arkadasimla Msn'de kameradan sohbet ediyorduk. Arkadasimin erkek kardesi, komiklik olsun diye annesine, "Anne kizin kocaya kacacakmis, plan yapiyorlar!" diye seslendi. Anneden gelen cevap, ikimizin de gulme krizine girmesiyle gecenin sonunu getirdi. "Bu yastan sonra ne kacmasi! Istesinler hemen verecegiz."
6 yasindaki oglum babasiyla yaptigimiz hararetli tartismanin ortasinda kocamin uzerine yuruyup "Artistlik yapma len!" dedi. Evet oglum, koru anneni boyle televizyondan ogrendigin repliklerle.



{{canim gurubum maillerinden alintidir...}}

5 Ders






Birinci Ders:

Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti.

Ben okulun en iyi ogrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada cakildim kaldim.

Son soru soyleydi :

'Her gun okulu temizleyen hademe kadinin ilk adi nedir ?'

Bu her halde bir cesit saka olmaliydi. Kadini, yerleri silerken, hemen her gun goruyordum.

Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi. 50'lerinde falan olmaliydi. Ama adini nerden bilecektim ki !

Son soruyu yanitsiz birakip kagidi teslim ettim.

Sure biterken bir ogrenci, son sorunun test

sonuclarina dahil olup olmadigini sordu.

'Tabii, dahil' dedi, Hocamiz...

'Is yasaminiz boyunca insanlarla karsilasacaksiniz. Hepsi birbirinden farkli insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hak eden insanlar bunlar.

Onlara sadece gulumsemeniz ve 'Merhaba' demeniz gerekse bile...'

Bu dersi hayatim boyunca unutmadim.

Hademenin adini da...

Dorothy idi.





Ikinci Ders :



Bir gece vakit gece-yarisina dogru Alabama Otoyolunun kenarinda duran bir zenci kadin gordum.

Bardaktan bosanirca yagan yagmura ragmen, bozulan arabasinin disinda duruyor ve dikkati cekmeye calisiyordu. gecen her arabaya el salliyordu. Yaninda durdum. 60'li yillarda bir beyazin bir zenciye, hem de Alabama'da, yardima kalkismasi pek olagan seylerden degildi.

Onu kente kadar goturdum. Bir taksi duragina biraktim. Ayrilirken ille de adresimi istedi, verdim.

Bir hafta sonra, kapim calindi.

Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armaganda...

'Gecen gece otoyolda bana yardiminiza tesekkur ederim. O korkunc yagmur sadece elbiselerimi degil, ruhumu da sirilsiklam etmisti.Kendime guvenimi yitirmek uzereydim, siz cika geldiniz. Sizin sayenizde olmekte olan kocamin yataginin bas ucuna zamaninda ulasmayi basardim. Biraz sonra son nefesini verdi.

Tanri bana yardim eden sizi ve baskalarina karsilik beklemeksizin yardim eden herkesi kutsasin...

En Iyi Dileklerimle,

Bayan Nat King Cole.'







Ucuncu Ders :



Size Hizmet Edenleri Hep Hatirlayin.. .



Bir pastanin uc otuz paraya satildigi gunlerde 10 yasinda bir cocuk pastaneye girdi. Garson kiz hemen kostu...

Cocuk sordu:

'Cikolatali pasta kac para ?'

'50 Cent.'

Cocuk cebinden cikardigi bozuklari saydi. Bir daha sordu:

'Peki, Dondurma Ne Kadar ?'

'35 Cent.' dedi garson kiz, sabirsizlikla.

Dukkanda yiginla musteri vardi ve kiz hepsine tek basina kosusturuyordu. Bu cocukla daha ne kadar vakit gecirebilirdi ki...

Cocuk parasini bir daha saydi ve

'Bir dondurma alabilir miyim, lutfen ?' dedi.

Kiz dondurmayi getirdi.

Fisi tabagin kenarina koydu ve oteki masaya

kostu. Cocuk dondurmasini bitirdi. Fisi kasaya odedi. Garson kiz masayi temizle mek uzere geldiginde, gozleri doldu birden..Masayi sanki akan gozyaslari temizle yecekti.

Bos dondurma tabaginin yaninda cocugun biraktigi 15 Cent'lik bahsis duruyordu..





Dorduncu Ders :



Yolumuzdaki Engeller...



Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya koydurmus, kendisi de pencereye oturmustu. Bakalim neler olacak diye gozluyor...

Ulkenin en zengin tuccarlari, en guclu kervancilari, saray gorevlileri birer birer geldiler, sabahtan oglene kadar hepsi kayanin etrafindan dolasip saraya girdiler. Pek cogu krali yuksek sesle elestirdi. Halkindan bu kadar vergi aliyor, ama yollari temiz tutamiyordu.

Sonunda bir koylu cikageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.

Sirtindaki kufeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarildi ve ikina sikina itmeye basladi. Kan ter icinde kaldi ama, sonunda, kayayi da yolun kenarina cekti. Tam kufesini yeniden sirtina almak uzereydi ki, kayanin eski yerinde bir kesenin durdugunu gordu.

Acti... Kese altin doluydu. Bir de kralin notu vardi icinde...

'Bu altinlar kayayi yoldan ceken kisiye aittir.' diyordu kral.

Koylu, bugun dahi pek cogumuzun farkinda ol madigi bir ders almisti.

'Her engel, yasam kosullarinizi daha iyilestirecek bir firsattir.'





Besinci Ders :



Onemli Olan Vermektir..



Yillar once hastanede calisirken, agir hasta bir kiz getirdiler. Tek yasam sansi, bes yasindaki kardesinden acil kan nakli idi. Kucuk oglan ayni hastaliktan mucizevi bir sekilde kurtulmus ve kaninda o hastaligin mikroplarini yok eden antikorlar olusmustu.

Doktor durumu bes yasindaki oglana anlatti ve ablasina kan verip vermeyecegini sordu. Kucuk cocuk bir an duraksadi. Sonra derin bir nefes aldi ve 'Eger kurtulacaksa, veririm kanimi' dedi. Kan nakli yapilirken, ablasinin gozlerinin icine bakiyor ve gulumsuyordu.

Kizin yanaklarina yeniden renk gelmeye baslamisti, ama kucuk cocugun yuzu de giderek soluyordu...

Gulumsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu :

'Hemen mi olecegim ?'

Ufaklik, doktoru yanlis anlamisti, ablasina vucudundaki butun kani verip, olecegini dusunuyordu.
 
 
NOT:ALINTIDIR...

Sunday, September 06, 2009

menekseli kutular

Sunday, September 06, 2009
Cok sevdigim bir arkadasim icin beraber boyadigimiz kutular bitirdikten sonra uzerini simli boyayla boyadik





Eskitme boya herzamanki gibi agir ama guzel goruuyor mucevher kutusu diye yapmistik bununda gule gule kullansin insallah..


 
Atölye Sem © 2008. Design by Pocket